PAGEV KONGRESİ PLASTİK SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNE IŞIK TUTTU

Kaynak:pagev.net

PAGEV KONGRESİ PLASTİK SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNE IŞIK TUTTU

PAGEV kuruluş vizyonunda önemli bir yere sahip olan yeni trendleri ve dünyada neler olup bittiğini takip ederek sektörün geleceğine ışık tutma geleneğini devam ettiriyor. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi, gerek içeriği gerekse katılımcıları ile her geçen yıl ivmesini yukarıya taşıyarak çıtasını yükselten bir organizasyona dönüşürken sektörün Türkiye ve dünyada yönünü belirleyen konu ve konuşmacıları PAGEV çatısı altında bir araya geliyor. “Geleceğin Plastikleri” ana temasıyla geçen yıl 13’üncüsü düzenlenen Türk Plastik Endüstrisi Kongresi çok önemli konukları ağırladı. Kongre kapsamında “Gelecekte Plastik Sektörünü Neler Bekliyor” başlığıyla gerçekleştirilen panel de bunlardan biriydi. Panelin Moderatörlüğünü PAGEV , PAGÇEV ,SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu üstlenirken dünya plastik sektörüne yön veren isimler panelist olarak yer aldı. EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PlasticsEurope Avrupa Hammadde Üreticileri Derneği İcra Direktörü Karl Foerster, ACC Amerikan Kimya Konseyi Genel Müdürü Keith A. Christman ile Plastics Europe Akdeniz Bölge Direktörü Giuseppe Riva’nın konuşmacı olduğu paneli, sektör temsilcileri ilgiyle izledi.

 

Plastik sektörünün Avrupa, ABD ve dünya genelinde yüz yüze olduğu sorunlar, çözüm önerileri ve sektörün geleceğinin nasıl şekilleneceği ile ilgili çok önemli mesajların verildiği bir panel olarak hafızalara kazındı. Ülkemizde plastik poşetlerin ücretli olmasıyla gündemin ilk sırasına taşınsa da plastiklerle ilgili olumsuz algının sadece Türkiye’ye özel olmadığı, dünya plastik sektörünün bir numaralı gündeminin plastik atıklarla ilgili çevresel kaygılar, atıkların kaynağında toplanması ve geri dönüşüm süreci olduğu vurgulandı. PAGEV ,PAGÇEV, SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu’nun panelde gündeme getirdiği geri dönüştürülmüş ürünlerin aynı zamanda plastik sektörü açısından yeni fırsatlar yaratacak olması diğer isimler tarafından da kabul gören bir fikir oldu.

Panelin plastik sektörü açısından en çarpıcı çıktısı ise plastiklerin geleceği hakkındaydı. İçinde bulunulan zorluklara ve mücadelelere karşın konuşmacıların tamamı plastik sektörünün geleceğinin parlak olduğu konusunda hemfikir… Sonuç olarak 20. Yüzyılın en büyük buluşlarından biri olan plastik çözümü yine kendi bulacak ve yeni teknolojilerin keşfi ile kendi geleceğini yaratacak. Plastik halen gözde ve alternatifi olmayan bir malzeme olarak gelişmeye devam edecek. EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher’in de dediği gibi “Kimse plastiklere alternatif aramıyor. İster yenilenebilir kaynaklar ister çözünebilir, toprakta parçalanabilir veya hafif malzemeler olsun, herkes bir şekilde plastik alanında bir şeyler yapmak gerektiği konusunda hemfikir”.

Panelin Moderatörü Yavuz Eroğlu’nun, “Gelecekte plastik sektörünü ne bekliyor” sorusuna konuşmacılar kendi ülkeleri açısından da konuyu değerlendiren yanıtlar verdiler. Plastiklerle ilgili bilimsel temele dayanmayan ve çoğu zaman duygusal yaklaşımlarla şekillenen plastikler hakkındaki olumsuz algının varlığından söz eden uzmanlar, plastik sektörünün dünya genelinde bugün ve önümüzdeki yıllara ilişkin en büyük mücadelesinin de bu algının değiştirilmesine yönelik çalışmalar olacağının altı çizildi ve elbette doğaya bırakılan plastik atıkların toplanmasına dikkat çekildi. Avrupa’da tek kullanımlık plastik yasağının altında da bu yaklaşımın olduğu belirtildi ve devamının gelmesinden duyulan kaygı dile getirildi. Ortak mücadele çağrısı yapıldı.

EuPC-Avrupa Plastik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Renato Zelcher, PAGEV ,PAGÇEV,SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu’nun “Gelecekte plastik sektörünü ne bekliyor” sorusuna şu yanıtları verdi: “Bugün ele almak zorunda olduğumuz sorunları sıralayacak olursak sanırım en önemli sorunlardan biri plastiğin dünyadaki kötü imajı ve plastiklerin kirlenme açısından özelliklerine dair algıdır. Geri dönüşümü çok zor, bu konuda çok çalışıyoruz ve çaba sarf etmeye devam ediyoruz. Devam edeceğiz de. Ancak örneğin midesinden plastik torba çıkan balina gibi duygusal mesajların bilimsel bir yaklaşıma dayanan çalışmalardan çok daha etkili olduğunu görüyoruz. Bu görüntü, plastik torbalar üzerine yapılan ve plastiğin ne kadar iyi bir malzeme olduğunu kanıtlayan bir LCA çalışmasından kesinlikle çok daha etkili. Avrupa’da yakında iki seçim var. Bu yüzden şimdi herkes plastikler hakkında kötü konuşacak ve insanlar da onlara oy verecek... Ancak bizce denizdeki çöpler temel sorundur ve bunun çözümü kesinlikle plastik yasağında değildir. Avrupa'daki insanlarla çözümün bu olmadığını konuşmaya, lobi yapmaya çalışıyoruz ama bu aşamada uzlaşmaya varmak kolay değil ve bu yüzden zor zamanlarla karşı karşıyayız. Kulak Çubuğu, Pipet ve Tabaklar için plastik kullanımına 2021 yılından sonra kısıtlama geliyor. Muhtemelen seçimden önce onaylanacak dolayısıyla herkes bu yeni uygulamanın savunucusu olmak istiyor. Bu kıstlama tüm sektörü değilse de önemli bir kısmını etkiliyor ama elbette bu sadece bir başlangıç da olabilir. Bu yüzden ilerlememiz ve kendi açımızdan harekete geçmeye hazır olmamız gerekir. Başkan Yavuz Eroğlu’un söylediği gibi hâlâ geleceğin plastikte olduğunu düşünüyoruz”.

Plastik sektörünün her şeye rağmen büyüyeceğini de belirten Zelcher, “Artık kimse bundan söz etmese de CO2 emisyonu ve gezegenin ısınması devasa bir sorun. Plastikten başka ürünlere geçtiğimizi bir düşünelim. Bu geçiş maliyet açısından, CO2 emisyonu açısından artış anlamına gelir. Maliyet ve emisyonların 10 katına çıkması iyi mi olacak? Doğru çözüm bu değil ve bu yüzden daha pragmatik olmamız gerekiyor. Sektörümüz çok dinamik olduğundan biz, yani Türkiye’deki ve Avrupa’daki şirketlerimiz her yerde yeni teknolojiye, inovasyona büyük yatırımlar yapıyoruz. Bugün geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını arttırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de yeni teknolojiye ihtiyacımız var. Bu mümkün ancak kendi başımıza yapamayız. Dolayısıyla herkesle işbirliğine ihtiyacımız var çünkü atıkların tekrar kullanılmaya uygun şekilde toplanması gerekiyor. Gelişim yönü bence budur, başka bir alternatif göremiyorum. Sektörümüz için tablo olumlu olmaya devam ediyor. Söz konusu AB Tüketicileri Koruma Direktifi muhtemelen bazı sektörleri ciddi şekilde etkileyecek ama bizce anlattığım nedenle plastik sektörü her durumda GSYİH’den daha hızlı büyümeye devam edecek” dedi.

Renato Zelcher, AB mevzuatının son üründe daha fazla geri dönüştürülmüş malzeme talebinin sektör açısından bir fırsat anlamına da geldiğini vurgulayarak, “Büyük bir tehditle karşı karşıyayız ama aynı zamanda doğru yaklaşırsanız bu bir fırsat da olabilir. Sorun şu ki, geri dönüşüm bugüne kadar sadece malzeme maliyetini düşürmek için kullanılageldi. Fiyat yaklaşımı, insanları yeni üretilmiş plastikten geri dönüşüme yönelten tek şeydi. Fakat bu günlerde bu yaklaşım değişiyor, insanlar bunu terk ediyor. İnsanlar geri dönüştürülmüş malzeme kullanmak istiyor. Bence bu daha az para vermek için değil. Tüketiciler bugün geri dönüştürülmüş malzemeye yeni üretilmiş hammaddeye ödedikleri kadar para ödemeye hazır. İşte bu yüzden yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor. Geri dönüşümün artık ucuzluk sağlaması şart değil. Malzeme iyi ve güvenilir olmalı. Sürdürülebilir olmalı ve hatta uzun vadede sürdürülebilir olmalı çünkü bugünkü en önemli sorunlardan biri bu” diye konuştu. Renato Zelcher, Yavuz Eroğlu’nun atık yönetimine dikkat çekmesi üzerine ise İtalya’daki “Corepla” adındaki sistem hakkında bilgiler vererek şunları söyledi: “Mesela İtalya'da yeni bir sistemimiz var, “Corepla” adı verilen bu organizasyonun yönetim kurulunda yer alıyoruz. Yaklaşık yirmi yıl önce başladık ve şimdi başardık. Yeni hedeflerin hâlâ çok uzağındayız ama sıfırdan başladık, çok çalıştık ve şimdi ambalaj alanında kabaca %40-45 oranında geri dönüştürülmüş malzeme oranına ulaştık. Tabii belediyeyle işbirliği içinde olduk. Atık toplamada kalite açısından bazı standartlar belirledik ve şimdi sonuçlara ulaştık. Elbette toplama oranı ne kadar yüksekse, buradan iyi kalite elde etmek o kadar zor oluyor. Ancak bunun için çok çalışmamız gerekiyor”.

Zelcher’in bu sözleri üzerine Eroğlu, “Şu anda Türkiye’de de aynı durumun olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki yasalar ayrıca bir hedef koyuyor ve kullanım zorunluluğu getiriyor. Yüzde 4 oranında geri dönüştürülmüş malzeme kullanma şeklinde... Evet, yüzde 4 oranında kullanmak zorundayız ancak halen sektörde çok etkili değil. Son tüketiciye yönelik ürünlerde daha fazla geri dönüşümlü malzeme kullanabilmemiz gerekiyor ki bu en önemli konulardan biri” dedi.

 

WhatsApp ile paylaş WhatsApp ile paylaş